On yıldır AKP’nin karanlığında yaşıyoruz.
Demokratikleşme
aldatmacası arkasında gizlenerek AKP’nin kesin egemenliğini kurduğu on yıllık
karanlık dönem içinde baskı ve sömürü düzeni emperyalizmin ihtiyaçlarına uygun
olarak yeniden yapılandırıldı.
Temelleri 12 Eylül ile
başlayan ve Özal ile birlikte geliştirilen ‘her şeyin satılığa çıkartıldığı’
piyasa düzeni AKP ile birlikte dini-muhafazakârlıkla bütünleştirilerek
tamamlandı.
On yılın ardından AKP
şimdi de iktidardaki gücünü pervasızca kullanarak ülkenin ve emekçi halkın
geleceğini ipotek altına almaya çalışıyor.
Yukarıdan aşağıya devletin tüm kurumları üzerinde kurulan tekelci iktidar
başkanlık sistemi ile tek adam diktasına dönüştürülerek sürdürülmeye
çalışılıyor.
Artık Yeter!
Zenginliği arttırmak
için yoksulları çoğaltan, çoğunluğu yiyecek açlığına mahkûm eden bu düzene
hayır diyoruz. On yıllık AKP iktidarında birileri karunlaşırken işsizlerin
sayısı 5 milyona dayandı. Yoksullar yerlerinden sökülüp şehrin kenarlarına
sürülürken bu alanlar sermayenin ve zenginlerin özel mekânlarına dönüştürüldü.
İşçiler, emekçiler sefalet ücretlerine mahkûm edilirken on yılda doğalgaza
yüzde 208, son üç yılda elektriğe yüzde 120 zam yapıldı. Satılmadık ne bir
fabrika, ne bir dere bırakılmadı. En çok parası ve malı olanın en değerli
olduğu, parası olmayanların eğitim ve sağlık gibi en temel insan haklarından
dahi mahrum bırakıldığı, insanı, emeği ve doğayı son damlasına kadar sömüren bu
düzene hayır diyoruz.
Artık Yeter!
Emperyalizmin
çıkarlarını her şeyin üzerinde tutan, yalan makinelerinin ‘demokrasi ve insan
hakları’ olarak yutturmaya çalıştığı NATO bombalarına, Amerikan üslerine hayır
diyoruz. AKP’nin on yıllık iktidarında ‘aktif dış politika ve bölgesel güç
olma’ olarak formüle ettiği stratejinin ‘aktif taşeronluk ve bölgesel
işbirlikçi güç olma’ anlamına geldiği bugünlerde daha net görülüyor.
Suriye’deki iç savaşın merkez üssü haline getirilen ülkenin her köşesine ABD ve
NATO’nun yeni üsleri kuruluyor. Başbakan Erdoğan, ‘bu topraklar NATO
toprağıdır’ sözlerini büyük bir gururla söylerken, NATO heyeti bunu ispat
edercesine Patriot Füzeleri için geziler düzenleyip yer beğeniyor. Kimyasal
silah bahanesiyle, Kürecik’te kurulan Füze Kalkanı Radar sisteminin ardından
şimdi de üç yere yerleştirilecek olan Patriot Füzeleri ile ülkemiz
emperyalizmin gelişmiş bir askeri üssü haline getiriliyor. Türkiye, Ortadoğu
halklarını emperyalist çıkarlar doğrultusunda kuşatan bir cephe ülke haline
getiriliyor. ABD ve NATO üsleriyle dört bir yanı sarılmış, emperyalizmin
güdümünde komşularıyla savaşın eşiğine gelmiş bu işbirlikçiliğe hayır diyoruz.
Artık Yeter!
Cemaat ve tarikatların
etkinliğini güçlendiren AKP bu gün artık devleti ve toplumu dini referanslarla
yönetmeye yöneliyor. Muhafazakâr bir örtü hayatın her alanında
yaygınlaştırılıyor, medyadan sanata her alan bu dayatma ile hizaya getirilmeye
çalışılıyor. Kadınlar muhafazakar gerekçelerle eve hapsediliyor ve yalnızca
çocuk doğurmak reva görülüyor. Diyanet İşleri toplumsal hayatı düzenleyen bir
fetva kurumuna çevrilirken, eğitim sistemindeki değişikliklerle bütün okullar
imam hatipleştiriliyor. AKP, sözde özgürlük adı altında özgürlük ve laiklik
alanını daraltıyor. Kendi acımasız
sömürü düzenlerini sürdürebilmek için halkın dinsel inanışlarını bir kalkan
olarak kullanmaya çalışıyor. Bu karanlığa hayır diyoruz.
Artık Yeter!
İnsanların birbirine
rakip ve düşman olduğu ama asla kardeş olamadıkları bu düzene hayır diyoruz.
Yıllardır yaşanan ölümlerin barışın değil yeni ölümlerin vesilesi sayılmasını
kabul etmiyoruz. AKP’nin Kürt sorununda dayattığı çözümsüzlük, şantaj ve
tehditlerle sürüklediği bu yol yine yeni ölüm ve acılara çıkıyor. Şimdi,
Başbakan bir de 10 BDP milletvekilini meclis dışına atma planlarını kendi
milletvekillerine dahi dayatarak hayata geçirmeye çalışıyor. Aleviler için
‘asimilasyon sofraları’ kurulup göz boyanırken eşit yurttaşlık talepleri
Diyanet fetvaları ile yok sayılıyor. AKP’nin büyük bir kin ve nefretle yeniden
ürettiği ölümlere, savaşa ve dışlamaya hayır diyoruz.
Ve biz bu karanlık
düzene hayır derken, Türkiye’yi yeniden kurmak için mücadeleye evet diyoruz.
Kimsenin ekmeğine el konulamayacağı, sözünün reddedilemeyeceği, paranın değil
insanların özgür olduğu bir ülkeyi birlikte kurmak için yola çıkıyoruz. AKP’nin
zorbalıklarına ve yalanlarına teslim olmayan bir dirençle bu karanlığı yırtacak
bir gücü hep birlikte yaratmalıyız. AKP düzenini yıkarak Türkiye’yi yeniden
kurmalıyız.
Bunun
için azimliyiz, kararlıyız!
Tüm muhalif sesleri susturmaya, tüm
direnme mevzilerini çökertmeye, tüm eleştiri olanaklarını ortadan kaldırmaya
kararlı otoriter, giderek faşizanlaşan AKP iktidarına dur diyebilmek için;
bütün toplumu gerici, baskıcı, zorba bir hegemonya altına almayı tasarlayan
Tayyip Erdoğan zihniyetini alaşağı edebilmek için; tarikat, cemaat
ilişkilerinden beslenmeyen herkesin gelecek umutlarının kırıldığı, kendilerine
ve çocuklarına ilişkin hayallerinin karartıldığı, direnme mecallerinin
tüketilmeye çalışıldığı korku imparatorluğuna son vermek için;
muhafazakâr-liberal- emperyalistlerden oluşan uğursuz koalisyona karşı
emekçilerin ve ezilenlerin sesini yükseltmek için AKP’ye karşı direnişi
birlikte her alanda büyütmeye çağırıyoruz.
Ülkemizi ABD emperyalizminin
boyunduruğundan kurtarmak, ezilen emekçi kesimlerin üzerindeki sömürüyü ortadan
kaldırmak ve halkın egemen olduğu bir demokrasiyi kurmak için mücadeleye
çağırıyoruz.
Bağımsız
bir Türkiye Kuralım
İncirlik hava üssünden artık sadece Amerika’ya veda uçaklarının kalkacağı, emperyalizme bağımlılığı pekiştiren tüm askeri anlaşmaların iptal edildiği, emperyalizmin Ortadoğu’daki askeri operasyonlarının kararlılıkla karşı çıkabilen, NATO üyeliği, ekonomideki IMF ve Dünya Bankası vesayeti ve AB üyelik başvurusu başta olmak üzere emperyalizmle olan tüm ilişkilerinin ortadan kaldırıldığı bağımsız bir Türkiye kuralım.
Gerçekten laik ve özgür bir Türkiye Kuralım
İnsanların ibadet,
inanış, giyiş ve yaşam tarzlarında hiç bir baskı ve ayrımcılıkla
karşılaşmadıkları, devletin tüm dinler, mezhepler ve tarikatlardan kendisini
ayırdığını dinin kamusal alanda sınırlandığı, devlette tarikat ve cemaat
temelli kadrolaşmanın son bulduğu, ayrımcı bir dini programın aracı haline
getirilen Diyanet İşleri’nin kaldırıldığı, özellikle AKP döneminde hızlanan
Alevilere yönelik ayrımcı uygulamaların son bulduğu aklın, bilimin özgürleştiği
gerçekten laik ve özgür bir Türkiye kuralım.
Emeğin Türkiye’sini Kuralım
Kapitalizmin kar ve
sömürüye dayalı mantığını ve mülkiyet ilişkilerini kökten değiştirdiğimiz,
insanın insana, emeğin sermayeye kulluğuna son vermiş, ekonomiyi emekçilerin
taleplerine, ihtiyaçlarına yanıt üretecek şekilde düzenleyen, toplumun maddi
kaynaklarının paylaşımında, iş olanaklarına erişimde, parasız ve nitelikli
eğitim, sağlık, sosyal hizmetlerden yararlanmada tam eşitliğin sağlandığı,
özelleştirilen tüm kamu kuruluşların kamusallaştırıldığı, üretenlerin yönetiminde
söz, yetki ve karar sahibi olacağı bir Türkiye kuralım.
Barışın ve Bir Arada Yaşamın Türkiye’sini Kuralım
Herkesin kendi
kimliğini, kültürünü özgürce yaşayabildiği, kimsenin aşağılanmadığı,
dışlanmadığı, Kürt sorununun barışçıl bir biçimde çözüme kavuşturulduğu,
herkesin kendisini eşit ve özgür hissettiği, her türlü sömürülme, ezilme ve
ayrımcılığa son verilmiş kardeşliğin, dayanışmanın hakim olduğu, kardeşliğin ve
bir arada yaşamın Türkiye’sini kuralım.
Doğa ve Yaşamla Uyumlu bir Türkiye Kuralım
Suyumuzun, derelerimizin,
toprağımızın, ormanlarımızın özelleştirmeler, nükleer santral ve HES
projeleriyle talan edilmesine son verilmiş, kapitalizmin ‘tüketebildiğin kadar
insansın’ anlayışına, insanın doğayı fethetmesi hedefine teslim olmadan,
insan-doğa uyumunu temel alan bir yaklaşım ve çevre sorumluluğu anlayışıyla
yenilenebilir enerji kaynaklarına öncelik veren, yaşamın sürdürebilirliğini,
doğal dengenin korunmasını gözeten zihniyetin egemen olduğu, piyasacı ve
özelleştirmeci enerji politikalarının terk edildiği doğa ve yaşamla uyumlu bir
Türkiye kuralım.
Bugün ülkenin dört bir
yanında başlattığımız bu yürüyüşümüzü 9 Haziran’da İstanbul’da
gerçekleştireceğimiz büyük bir mitinge dönüştüreceğiz. AKP’nin baskı ve
zorbalıkla hakim kılmaya çalıştığı bu suskunluk ve çaresizlik duvarını
yılmayan, eğilmeyen, diz çökmeyen, hizaya gelmeyen kararlı mücadelemizi
büyüterek yıkacağız.
Bu direnişi, bu umudu
büyütmeye, Türkiye’yi yeniden kurmak için birlikte mücadeleye, sesimizi
birleştirmeye çağırıyoruz.
EDİRNE ÖDP İL ÖRGÜTÜ





Hiç yorum yok:
Yorum Gönder